Prof. Dr. Anıl Çeçen’den korkutan açıklama: Savaş Doğu Avrupa’ya ve Balkanlar’a yayılacak

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Kamu Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen, "Rusya istese bir gecede Ukrayna’yı yok eder. Amerika da istese bir gecede dünyayı yok eder. Dünya artık çok ciddi boyutta nükleer silah dengesine oturmuş vaziyette. Bu noktada Ukrayna’ya yönelik savaş sürecinin önümüzdeki dönemde, Doğu Avrupa’ya ve Balkanlara doğru yayılacağını görüyoruz." dedi.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Kamu Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesiyle birlikte gerilen dengeler ve önümüzdeki dönemde yaşanması muhtemel yeni gerginliklere ilişkin Akit’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Muhammet Kutlu’nun, Prof. Dr. Çeçen’le söyleşisi:

  • Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesiyle başlayan savaş eski hızını kaybetmişe benziyor. Bununla birlikte şüphe uyandıran gelişmeler yaşanıyor. Rusya-Ukrayna savaşını nasıl okumalıyız?

– Bu savaş bir neden sonuç ilişkisi. Şöyle: Amerika 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya hakimiyetine soyundu. Daha önce İngiltere ve Avrupalı ortakları dünya hakimiyeti düzenini yürütüyorlardı. Sonra, Amerika Avrupa’yı rakip olarak görmeye başladı. Trump NATO’ya karşı çıktı. Avrupa ülkelerinin NATO’yu desteklemediklerini, para vermediklerini söyledi. Hatta Merkel’in üzerine gitti, ‘sen benim düşmanımsın’ dedi. Ama bu arada da Trump’ın seçim öncesi ve sonrasında Rusya ile kurduğu ilişkiler, ailesinin, damadının ilişkileri gündeme geldi. Ve bu çerçevede gördük ki, soğuk savaş sonrasında gündeme gelen küreselleşme sürecinde, Amerika’nın karşısında şöyle bir dünya oluştu: Dört tane büyük var: Çin, Rusya, Avrupa, Amerika. Amerika’nın dünyada gözüne kestirdiği iki tane rakibi olduğunu, diğerleriyle de işbirliği yapacağını gördük. Burada Amerika, AB’yi hedef aldı çünkü Avrupa dünyanın eski patronuydu. İngiltere ve Fransa, İspanya, bunlar hep Batı Avrupa ülkeleri, sömürgecilerdi. Dünyayı bunlar sömürüyorlardı. Amerika bu noktada Avrupa’yı bir NATO müttefiki olarak değil, aksine dünya hakimiyetinde bir rakip olarak görmeye başladı. Trump’tan sonra değişen dengelerde, Amerika’nın Rusya ile paslaştığını ama Avrupa’yı da hedef aldığını, hem Rusya ile diyalog içine girdiğini hem de AB’nin yeniden şekillenmesi noktasında hareket etmeye başladığını görüyoruz. Bakın, Rusya’nın Ukrayna seferi aylar geçti, çok net bir şekilde Amerika’nın da, Rusya’nın da kesintili hareket ettiklerini, arkadan hareket ettiklerini görüyoruz.

Savaş Doğu Avrupa’ya ve Balkanlar’a yayılacak

  • Rusya’nın savunma konvansiyonel silah gücü Ukrayna’yla baş edemiyor, onu yenemiyor gibi bir durum yok yani?

– Rusya istese bir gecede Ukrayna’yı yok eder. Amerika da istese bir gecede dünyayı yok eder. Dünya artık çok ciddi boyutta nükleer silah dengesine oturmuş vaziyette. Şimdi bu çerçevede baktığınız zaman, bu Ukrayna savaşı bir başlıyor, bir duruyor, ertesi gün 200 tane ceset çıkıyor. Yani burada bir istikrarsızlık var, burada açıklanması gereken bir durum var. İşte ben bunu Amerika’nın geçmişten gelen çizgisiyle birlikte, dünya hakimiyeti noktasında, Avrupa’yı hedef aldığını, Rusya ile paslaşarak Avrupa’yı bastırmaya çalıştığını gözlemliyorum. Bu noktada Ukrayna’ya yönelik savaş sürecinin önümüzdeki dönemde, Doğu Avrupa’ya ve Balkanlara doğru yayılacağını görüyoruz.

  • Dünyanın 4 büyük gücünden biri saydığınız Çin, Rusya’nın Ukrayna saldırısından güç alarak mı Tayvan’ı işgal edebileceği açıklamaları yapıyor?

– Batılılar Çin’in, küçük Çin’i yani Tayvan’ı yutmasını isterken, Amerikalılar önlemek istiyorlar. Bu noktada ‘müdahale edebiliriz, Çin’i karşımıza alabiliriz, gereken önlemleri gündeme getirebiliriz’ diye Amerikan Başkanı Biden açıkça söyledi. Yani önümüzdeki dönemde Çin’in zaman içerisindeki olayların gelişimi ile birlikte yavaş yavaş milliyetçi Çin denen Tayvan adasını işgal etmeye yöneldiğine dair kamuoyunda beklenti oluşturdu. Ve gelinen noktada da bugün böyle bir aşamaya gelindiğinde, açıkça Çin’in önünü kesmek üzere yani Rusya’nın savaş senaryosuna benzer bir senaryoyu Çin’in Tayvan üzerinde gündeme getirmesini önlemek üzere Biden’ın konuştuğunu görüyoruz. Amerika dünya hakimiyeti için eski egemen, hakim olan Avrupa’nın yavaş yavaş dağılmasını sağlıyor bu süreçte ve burada Rusya’dan yararlanıyor. Öbür taraftan da Çin’e savaş açacağının sinyalini veriyor ve Tayvan Cumhuriyetini Çin’in işgal etmesi üzerine savaş kozunu ortaya koyuyor. Yani Amerika Çin’i ana hedef olarak görmüş, Avrupa’yı eski hedef olarak kontrol altında tutmak istiyor, burada Rusya ile paslaşıyorlar. Rusya’nın Çin’le ortak hareket etmesini engelliyorlar, Rusya ile paslaşarak Avrupa’nın üzerine gidiyorlar.

NATO’nun genişlemesi

  • İsveç ve Finlandiya neden NATO’ya girmek istiyorlar? Kuzey Denizi’ndeki çok ciddi yeraltı kaynakları ile ilgili bir bölüşüm kavgası mı var orada?

– Şimdi bakın, Kuzey Deniz’indeki buzlar eriyor. Buzlar eridikçe okyanuslar yükseliyor, okyanuslar yükseldikçe adalar suyun altında kalıyor. Bakın koskoca Endonezya, 300 milyonluk ülke, başkentinin yerini değiştiriyor. Cava adasındaki Cakarta’yı, Endonezya’nın başkentini Borneo’ya taşıyorlar. Çünkü Cava adası suların altında kalmaya başladı. Özellikle Büyük Okyanus’taki ada devletlerinin yavaş yavaş suların altına gömülmesi, kendiliğinden bir göç olayını gündeme getiriyor. Bugün bizim Türkiye’de yaşadığımız göç olayı aslında, o büyük göçün yavaş yavaş gündeme getirilmesinin ön aşaması. İsveç ve Finlandiya meselesi ise, eski bir meseledir. Sovyetler Birliği kurulurken, Finlandiya’nın konumu tartışma konusu olmuştur. İsveç’in Avrupa’nın batısında kalması kabul edilmiştir ama Finlandiya daha Asya kökenli bir ülke olduğu içindir ki, Finlandiya bir anlamda Sovyetler Birliği’nin içine dahil edilmiş ama ikiye bölünmüştür. Bugün 1600 km Rusya ile sınır olan kocaman Finlandiya devletinin, yarısı da Rusya’nın içindedir. Yani batı ile Sovyetler Birliği bu şekilde anlaşmıştır, Karelya diye bir devlet kurmuşlardır. Şimdi Rusya’nın içerisinde Finlandiya’nın yarısı olan Karelya Devleti, Rusya Federasyonu’nun Cumhuriyeti olarak varlığını sürdürmektedir. Ama yarın Finlandiya NATO’ya girerse, daha da güçlenirse, bu sefer Karelya üzerinde hak iddia etmeye başlayacak, çünkü Karellerle, Finlandiyalılar aynı kökenden gelmektedir. Rusya’nın Avrupa’ya yönelik böyle bir hareketi başlatması noktasında, Avrupa Birliği’nin Rusya’nın içerisindeki Finlandiya olan Karelya Bölgesinde, Rusya’ya karşı bir bağımsızlık savaşını destekleyebileceğini ve bu doğrultuda da Rusya’nın bölünmesi ile ilgili durumun siyasi gündemde öne çıkacağını ifade ediyordu belirli merkezler. Bugün geldiğimiz noktada Finlandiya meselesi tekrar gündeme gelmiştir ama burada Rusya’nın birliği açısından değil, Rusya’nın Ukrayna üzerinden Doğu Avrupa’yı işgali aşamasında Finlandiya gündeme gelmiş ve İsveç’le aynı noktaya düşmüşlerdir.

İskandinav ülkeleri eski Hazar devletine dayanır

  • İsveç ve Finlandiya neden NATO üzerinden sahaya sürülüyor?

– Bugün Doğu Avrupa ülkeleri dediğimiz eski komünist ülkeler ve onların kuzeyinde yer alan İskandinav ülkeleri, eski Hazar Devleti’nin dağılmasından sonra göçler aracılığıyla Doğu Avrupa’ya, Orta Avrupa’ya yerleşen, Hazar uzantısı nüfusların oluşturduğu bir topluluktur. Bu noktada o Hazar İmparatorluğu dönemine geri dönersek, Hazar kralı Filistin’den hahambaşını getirerek Museviliği din olarak kabul etmiştir. Doğu Avrupa ülkelerinde komünizmin yaygınlaşmasında çok etkin rol alan Musevi kadroların önemli bir kesimi, Hazar’dan kalan ve Doğu Avrupa bölgelerine yerleşmiş olan kadrolar ki, işte bu kadrolar bu bölgedeki devletleri, Avrupa’nın merkeziyle, İngiltere’yle ya da Amerika’yla dengeleyerek uluslararası alanda yönlendirmeye çalışmışlardır. Bugün de İsveç’in ve Finlandiya’nın içerisinde bu tabloyu görüyoruz.

NATO’nun yerine dünya ordusunun kurulma zamanı gelmiştir

  • İsveç ve Finlandiya NATO’ya girmek istiyor ve Türkiye NATO ülkesi olarak, bu ikisine de veto hakkını kullanıyor. Türkiye’yi ikna etmek için her türlü yola başvurmaya başladılar. Türkiye’nin bu defansının, veto hakkını kullanması konusunda neler söylersiniz?

– Türkiye veto hakkını kullanmasın diye, Türkiye’de darbe oldu. 12 Eylül’ün ana nedenlerinden birisi Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına geri dönme meselesidir. Türkiye’de hiçbir başbakan, seçimle gelmiş bir başbakan, her sene savaş eşiğine geldiğimiz Yunanistan’ın NATO’ya dönmesini istemiyordu. 12 Eylül’den sonra NATO’daki arkadaşları ve kardeşleriyle bir araya gelen Kenan Evren’in bir jest olarak bu veto hakkından vazgeçtiğini gördük. Şimdi böyle bir tabloyu önceden yaşamış bir Türkiye, bunun ne anlama geldiğini bilerek davranmak durumundadır. Yani dün askeri kanat için veto söz konusuysa, bugün de gelinen aşamada bir yeni üyelik meselesi çerçevesinde, NATO üyesi olarak Türkiye’nin veto hakkını kullanması söz konusudur. NATO ile ilgili birçok taşıma aracında da silahların NATO üzerinden de, İsveç üzerinden de, Finlandiya üzerinden de, Orta Doğu’daki savaşa taşındığını bütün dünya biliyor. Böylesine bir tablo varken, hâlâ bize veto hakkını kullanma, bunları kabul et diye baskı yapmaları çifte standarttır. NATO ile ilgili olarak, NATO’nun konumu ile ilgili olarak yayınlamış olduğum makaleler NATO toplantılarında da gündeme getirildi. Bu çerçevede NATO konusu Türkiye’de tartışıldı. Bugün de Milliyetçi Partinin Genel Başkanı açıkça, ‘Türkiye NATO’dan çıkmalı’ diyor. Demek ki, Türk milletini rahatsız eden bir olay var. 100 senedir yaşadığımız olaylar, çelişkiler, çifte standartlar yüzünden bu noktaya gelinmiştir. Ana konu budur, eğer bu konuyu Türkiye’ye kabul ettirip, Türkiye’nin veto hakkından vazgeçmesini sağlayamazlarsa, yine Türkiye’yi askeri bir maceraya sürükleme gibi bir durumla Türkiye karşı karşıya kalabilir ki Türkiye’nin artık bunu kabul etmesi düşünülemez. Benim kanaatim, NATO işlevini bitirmiştir. NATO’nun işlevi Varşova Paktı dağıldığı gün bitmiştir. NATO’nun yerine artık bir dünya ordusunun kurulması zamanı gelmiştir. NATO’nun, Amerika ve İngiltere’nin güdümünde, İsrail lobilerinin, Amerika ve İngiltere’yi kullanarak, bütün dünya ülkelerine karşı kullandığı bir uluslararası örgüt olmaktan çıkması gerekmektedir.

Etiketler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close