Abdülhamid’e mel’un deyip Hitler’i övmüşler

Kültür ve Turizm Bakanlığının yayımladığı “Türkiye’de Sinema Sansürünün Tarihi” kitabı, kapalı kapılar ardında yaşanılanları anlatıyor. Sansürlerin kimi komik kimi hasmane..

Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü arşivindeki belgelerden yararlanılarak Kültür Bakanlığınca yayımlanan “Türkiye’de Sinema Sansürünün Tarihi” kitabı, medyada incelenmeye devam ediyor.

Yeni Şafak’ın 2 gün üst üste yayınladığı haberlerin ardından Türkiye gazetesinden Murat Öztekin, Türk sinemasının Almanya Diktatörü Adolf Hitler ile Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamid’e bakışındaki çifte standardı gözler önüne serdi.

“Melun Abdülhamid”

Türkiye gazetesinde yayımlanan habere göre; 1945 yılında Türkiye’de gösterilmek istenen bir filme “Hitler’i aşağılıyor” diye sansür getiriliyor. “Diktatörün Son Günleri” (1945) adlı eser, 1945’te Park Sinemasında gösterildikten sonra sansür heyetinin radarına takılıyor ve halka gösterilmesinde mahzur bulunduğuna “ittifakla” karar veriliyor. Film hakkında belgelerde “Film Alman Führer’i Hitler’i tezyif (küçültme) maksadını gütmekte… Film en ufak bir sanat değeri bile taşımamaktadır” ifadeleri yer alıyor. Fakat aynı sene Sultan Abdühamid Han’ı aşağılayan “Melun Abdülhamid: Abdülhamid The Damned” ismindeki filmin 1945 yılında Tahran sinemalarında gösterilmesine dair Türkiye’ye görüş soran İran Devleti’ne “Filmin içinde hissiyatımızı rencide edecek bir şey de bulunmuyor” denilerek “İran halkına gösterilmesi mümanaat edilmemesi”ne (engellenmemesine) karar veriliyor.

“Alman millî şeref ve hissiyatına…”

Casus Mard Rişard” (1937) filminin de ancak “Alman millî şeref ve hissiyatına dokunacak her türlü söz ve yazının” çıkarılarak gösterilmesine müsaade ediliyor. “Tarzan’ın Zaferi” (1943) filmindeki “Alman devlet reisinin maymuna benzetilmesi” kısmının ve “Naziler vahşi bir hayvandır” ibaresinin çıkarılması şart koşuluyor.

“Kahrolsun Vahdettin Padişah”

Aksi durumlar olsa da, son devir Osmanlı padişahları sansür heyetinin sevmediği karakterler arasında yer alıyor. “Şimal Yıldızı” (1958) ve “Meçhul Kahramanlar” (1959) filmlerinin “Kahrolsun Padişah” sözünün çıkarılıp bunun yerine “Kahrolsun Vahdettin padişah” sözünün ilavesi ile yurt dışına çıkarılmasında bir sakınca olmadığına karar veriliyor. Öte yandan Fatih Sultan Mehmed Han lehine sansür de yapılıyor. “Ateş Rıza” (1958) filminde ise başka birçok sahneyle birlikte “Film âdeta bugünkü Türkiye’yi eski Osmanlı kıyafetiyle ve fesli olarak göstermekte olduğundan inkılaplarımızı koruma bakımından” ifadesiyle eserin yurt dışına çıkarılmasına izin verilmiyor.

Kürtçe sayılar bile yasaklanmış!

Kürtçe de sansür heyetinin hışmına uğruyor. Mesela Zeki Alpan’ın yazdığı “Hoş Gör” (1953) filmine ancak “Hamalın üç adım saydığı sahnede (yek, dü, se diye) Kürtçe saymaların çıkarılması” şartıyla gösterim izni çıkıyor. “Kelepçe” (1958) filminde söylenen “Kürdün Gelini” şarkısından ise yalnızca “Kürt” kelimesinin çıkarılması isteniyor.

Sinemada Allah demek böyle yasaklanmış

Etiketler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close